28 Temmuz 2010 Çarşamba

Mucize Nağmeler



  Herkesin herşeyin tarzı var kendince. Kimisi kişiliğinin bir parçası haline getiriyor bu tarzları, kimisi yaşam tarzı haline. Bir de tarzsızlar var, güzel olanı seven sadece. Tarz adı altında kendini sınırlamamış, güzele kendini kapamamışlar. Yani en sevdiklerim. Farkettim ki kendimi onlardan biri olarak görüyorum artık. Ne mutlu bana! Bir gün önce sinemada çoğunun çocuk filmi diye elinin tersiyle ittiği, Avatar: Son Hava Bükücü' yü koltugumda çivili bir şekilde izlerken, bir sonraki akşam fasıl eşliğinde rakı balık masasında buluyorum kendimi. Eskiden hep neden diye sorarken bazı şeylere, bugün neden olmasın diyorum.. Bakarsınız bundan sonra mutlu olabilirim yoktan bi sebeple. Neden olmasın dediğinizi duyar gibiyim...


           

(Bu sofraya da beraber oturduk, nicesinde de yine sen ol isterim)

1 yorum:

  1. masa çok iştah açıcı görünüyor :) ben de istiyorum :)

    hemen bir tavsiye.. bugün son günü..
    burç sinemasında.. gözlerindeki sır.. mutlaka ama mutlaka gidin derim. sonra da bana çok teşekkür edin tavsiyem için :)

    YanıtlaSil

Sence?

Derdi kendi ile olana derviş, Sevdiği ile olana mecnun diyorlar. Derdi varoluşsal olana ne dendiğini bilmiyorlar. Anlıyorum ki derdi derin o...