Çok güzel kaybediyorum inançlarımı. Öyle güzel ki itiraz edemiyorum bu duruma. Filmin ikinci yarısı ne zaman başlayacak diye merak ediyorum! Umarım sonu güzel bitiyordur filmin, seyrine doyum olmuyordur umarım.
İnandığım şeylerden vazgeçmek bir kaybetmek mi onu tam olarak bilemiyorum ama her kaybetmek bir doğrudan vazgeçmek onu biliyorum. Bu sürekliliğe yanlış doğrular seçtiğimden mi yoksa gerçek doğruları zamanla yanlışlaştırdığım için mi üzülüyorum. Belki de üzülmeyi kendime alışkanlık ediniyorum kim bilebilir.
Şimdi dönüp baktığımda arkamda bıraktığım her şey doğru, yaşadığım ve yaşayacağım her şey ise yanlış olacakmış gibi hissediyorum. İnsan düşünen bir varlık olmamalıydı, doğruyu ve yanlışı ayırt edebilememeliydi. Şimdi böyle canı acıyor insanın. Yanlışlarına bakıyor ve bunu ben yaptım dedikçe kahroluyor.
10 Ağustos 2016 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Derdi kendi ile olana derviş, Sevdiği ile olana mecnun diyorlar. Derdi varoluşsal olana ne dendiğini bilmiyorlar. Anlıyorum ki derdi derin o...
-
Yarın biter, bugün başlar! Her yarın, ertesi gün geldiğinde bugün olur. Bugünler yarın geldiğinde dün olur! Dün kurduğun hayal yarı...
-
Meseleler! Her daim çözüm bekleyen, nadiren çözülebilen, çoğunlukla can sıkan münakaşa topluluğu. Derler ki dert bir kişiliktir mes...
-
Sık sık aklımdan geçiyor; Ya çoktan kaybolup gittiysen ya her şey için çok geçse?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sence?