21 Ağustos 2016 Pazar

Ayrı kefeye koy seni, beni.
Aynı kefeye koy sizi, bizi.
Aşkı, sevgiyi değil de,
Hüznü, kederi aynı keseye koy.

Tut paçalarımdan ters çevir salla
Tut kollarımdan ters çevir, gerisini biliyorsun zaten.
Cebimde de, koynumda da aynı şeyler.

Tut evreni köşelerinden,
Tut kederimi ellerinden,
Salla sallayabildiğin kadar!

Tut yakamı iki elinle
Tut ve salla.
Ne varsa yere düşen,
Ne varsa havada kalan,
Ne varsa bana dair,
Şimdi hepsi aklında!

10 Ağustos 2016 Çarşamba

 Çok güzel kaybediyorum inançlarımı. Öyle güzel ki itiraz edemiyorum bu duruma. Filmin ikinci yarısı ne zaman başlayacak diye merak ediyorum! Umarım sonu güzel bitiyordur filmin, seyrine doyum olmuyordur umarım.

 İnandığım şeylerden vazgeçmek bir kaybetmek mi onu tam olarak bilemiyorum ama her kaybetmek bir doğrudan vazgeçmek onu biliyorum. Bu sürekliliğe yanlış doğrular seçtiğimden mi yoksa gerçek doğruları zamanla yanlışlaştırdığım için mi üzülüyorum. Belki de üzülmeyi kendime alışkanlık ediniyorum kim bilebilir.

 Şimdi dönüp baktığımda arkamda bıraktığım her şey doğru, yaşadığım ve yaşayacağım her şey ise yanlış olacakmış gibi hissediyorum. İnsan düşünen bir varlık olmamalıydı, doğruyu ve yanlışı ayırt edebilememeliydi. Şimdi böyle canı acıyor insanın. Yanlışlarına bakıyor ve bunu ben yaptım dedikçe kahroluyor.

Derdi kendi ile olana derviş, Sevdiği ile olana mecnun diyorlar. Derdi varoluşsal olana ne dendiğini bilmiyorlar. Anlıyorum ki derdi derin o...