25 Aralık 2011 Pazar
Gerçek kesit..
Bir damla yaş süzüldü mü yüzünden, toplamda bir saniye bile sürmeden düştü mü yere gözlerinin önünden?
Bir gün birini gördün. Şöyle bir kaç saniye seyrettin, ayırmadın gözlerini bir süre. O hızlanan kalp atışların mı yoksa? Bir de anlamsız bir tebessüm var yüzünde.. Biliyorsun hayat tuhaf..! Bir bakmışsın fizan kadar uzakta.. Bir bakmışsın başının üzerinde uçan bir kelebeği izlerken gözlerinizin buluştuğu masanın ucunda.
- Merhaba!
Önce bir kahve, sinemada duygusal bir film..! Bir elinde gazoz diğerinde de bir sıcaklık var sanki.. Hava biraz yağmurlu ama çok güzel değil mi? Artık diğer elin hiç üşümüyor. Daha sonraları sadece elinin değil ruhunun da artık hiç üşümediğini hissedeceksin.. Artık yanında üşüdüğünde giyebileceğin bir ceket olacak hep..
O akşam ne çok gülmüştünüz ve artık ne çok gülüyorsun..
Yatağının yanındaki camın önünde duran çiçek yeni mi? Sen güldükçe taze kalıyor sanki..
Dün akşam çıktığında haber vermediysen ne olmuş ki? Hem şarjın bitmişti. Nereden bilebilirdin ki birden biteceğini? Zaten o da geçen gün aradığında açmamıştı. Hiç olmaz insan sonradan arar değil mi?
Bu akşam hiç dışarı çıkasım yok.. İyi ama bunda bu kadar kızılacak ne var ki? Şimdi de mesajlarıma cevap vermiyor. Bu söylediklerinde ciddi olamaz. Bütün bunlar dün akşam dışarı çıkasım olmadığı için mi?
Çiçeklerine su vermeyi unutuyorsun sanırım? Solmuş olmalarının başka anlamları da var..
Artık çiçeklerin solmuş, bir kış günü hiç üşümeyen ruhun, diğer elin, bir yaz günü üşür olmuş..
Bir saniye dahi sürmeyen bir düşüş için ne kadar çok zaman yaşanmış..
Bir gün birini gördün. Şöyle bir kaç saniye seyrettin, ayırmadın gözlerini bir süre. O hızlanan kalp atışların mı yoksa? Bir de anlamsız bir tebessüm var yüzünde.. Biliyorsun hayat tuhaf..! Bir bakmışsın fizan kadar uzakta.. Bir bakmışsın başının üzerinde uçan bir kelebeği izlerken gözlerinizin buluştuğu masanın ucunda.
- Merhaba!
Önce bir kahve, sinemada duygusal bir film..! Bir elinde gazoz diğerinde de bir sıcaklık var sanki.. Hava biraz yağmurlu ama çok güzel değil mi? Artık diğer elin hiç üşümüyor. Daha sonraları sadece elinin değil ruhunun da artık hiç üşümediğini hissedeceksin.. Artık yanında üşüdüğünde giyebileceğin bir ceket olacak hep..
O akşam ne çok gülmüştünüz ve artık ne çok gülüyorsun..
Yatağının yanındaki camın önünde duran çiçek yeni mi? Sen güldükçe taze kalıyor sanki..
Dün akşam çıktığında haber vermediysen ne olmuş ki? Hem şarjın bitmişti. Nereden bilebilirdin ki birden biteceğini? Zaten o da geçen gün aradığında açmamıştı. Hiç olmaz insan sonradan arar değil mi?
Bu akşam hiç dışarı çıkasım yok.. İyi ama bunda bu kadar kızılacak ne var ki? Şimdi de mesajlarıma cevap vermiyor. Bu söylediklerinde ciddi olamaz. Bütün bunlar dün akşam dışarı çıkasım olmadığı için mi?
Çiçeklerine su vermeyi unutuyorsun sanırım? Solmuş olmalarının başka anlamları da var..
Artık çiçeklerin solmuş, bir kış günü hiç üşümeyen ruhun, diğer elin, bir yaz günü üşür olmuş..
Bir saniye dahi sürmeyen bir düşüş için ne kadar çok zaman yaşanmış..
12 Aralık 2011 Pazartesi
Kifayet gibi..
"Kelimeler kifayetsiz kalır." Cümlesindeki kifayetsiz kelimesinin, kifayetsiz kaldığını düşünenlerdenim. Yalnız olmadığımı düşünüyorum.. Sonuç olarak kaçımız "kifayet" kelimesinin tam anlamını biliyoruz ki! Hepimiz tahmin ediyoruz. Hepimiz, şair burada kifayet sözcüğü ile yetersizliğe vurgu yapmıştır diyoruz. Halbuki yetersiz kelimesi bir çok şeye yeterli. Kaldı ki süslü cümlelerin, süsü olan kelimelerin kifayetsizliği (yoksa yerindesizliği mi demeliyim bilmiyorum) çok aşikar. Aşikar demişken, şaka şaka..! Tüm yazı boyunca kelimelerin yeterliliklerinden bahsedecek değilim. Bir de yazı dilinin zayıflığından falan bahsediliyor. Sanki konuşurken kullandığımız kelimelerle, yazarken kullandıklarımız farklıymış gibi. Gibi! Bence en kifayetsiz kelime "gibi"! Gibi ne ki, kim ki? Tek başına kullanılamayan kelime mi olurmuş canım.. Tek başına bir işe yaramayan kelime sanki hiç yokmuş gibi..!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Derdi kendi ile olana derviş, Sevdiği ile olana mecnun diyorlar. Derdi varoluşsal olana ne dendiğini bilmiyorlar. Anlıyorum ki derdi derin o...
-
Meseleler! Her daim çözüm bekleyen, nadiren çözülebilen, çoğunlukla can sıkan münakaşa topluluğu. Derler ki dert bir kişiliktir mes...
-
Yarın biter, bugün başlar! Her yarın, ertesi gün geldiğinde bugün olur. Bugünler yarın geldiğinde dün olur! Dün kurduğun hayal yarı...
-
Bazı cümleler var sadece dört kelimeden oluşup, dört sayfada anlatamayacağın kadar dolu.. "Sen sandığım şey belki benim yüreğimdi.&qu...