Hayat herkese ayrı bir çalımın var.Türlü, bitmez oyunların var. Bilmem kaç milyar insanın çalışmadığı yerden soruların var. Tamam da neden bütün bunlara ihtiyacın var? Herkesin yaşam denen sınavdan kusursuz geçmesine, iso dokuz bin bilmem kaç belgesine, lisans diplomasına, geçer nota, kendimizi ispata ve dahi birçok yeterlilik belgesine ihtiyacın mı var? Bizim bütün bunlara sahip olma gibi bir zorunluluğumuz mu var? Zorla yerleştirildiğimiz evren paralelinde, düşünebilen tek varlık diye koyduğun sıfat altında, ezilen çoğunluğumuz var, altından zorla kalkanımız var.
Bu konuda sana sitemimiz var. Önümüze koyduğun bir çok sınavın, işlemcimizde 'sınava bunlar dahil değildi' şeklinde kayıtlı olduğunu sen hepimizden çok daha iyi biliyorsun. İyide hayat eğer ki bir gün biteceksen hem de hiç beklemediğimiz bir anda! Nasıl olur da her gün, her dakika 'çıkarın kağıtları yazılı yapacağım' diyebilirsin ki? Hem bizim bir Mahmut hocamız bile yok! Çektiğin kulağın verdiği acı geçici be hayat.. Yüreğimize ince ince işleyelim diye karşımıza çıkardığın insanların, bizi bırakıp giderken verdiği acıysa sandığından daha kalıcı.. Kusura bakma ama acı denen şeyin tanımı, sana yanlış tanıtılmış be hayat..
9 Kasım 2011 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Derdi kendi ile olana derviş, Sevdiği ile olana mecnun diyorlar. Derdi varoluşsal olana ne dendiğini bilmiyorlar. Anlıyorum ki derdi derin o...
-
Meseleler! Her daim çözüm bekleyen, nadiren çözülebilen, çoğunlukla can sıkan münakaşa topluluğu. Derler ki dert bir kişiliktir mes...
-
Yarın biter, bugün başlar! Her yarın, ertesi gün geldiğinde bugün olur. Bugünler yarın geldiğinde dün olur! Dün kurduğun hayal yarı...
-
Bazı cümleler var sadece dört kelimeden oluşup, dört sayfada anlatamayacağın kadar dolu.. "Sen sandığım şey belki benim yüreğimdi.&qu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sence?