Derdi kendi ile olana derviş,
Sevdiği ile olana mecnun diyorlar.
Derdi varoluşsal olana ne dendiğini bilmiyorlar.
Anlıyorum ki derdi derin olana isim koymak zor.
Biraz sen, biraz ben, biraz biz.. Aslında hepimiz
Size aşkı tarif edeyim mi?
Aşk eşittir tüm sevgi ile bağdaştırdıklarınız!
Aşk, sizin tüm umutsuzluğunuz
Ve aşk sizin tüm umudunuz!
Ve üzgünüm aşk size anlattığım iki satır kadar basit değil.
Peki aşkı size kaç satırda anlatabilirim?
Belki de asıl soru şu: size aşkı anlatabilir miyim?
Aşk seçtiğimiz duygusal şarkılar mı?
Aşk geçmediğine inandığımız geçmiş yaralar mı?
Aşk üç harf mi, üç kelime mi, üçe yakın iki insan mı?
"Alıntı"
Çok hızlı geçiyor zaman..
Her gün aynada gördüğüm kişi hep aynı. Hiç değişmiyor oysa!
Fotoğraflar söylüyor saçlarımın, sakallarımın bir zamanlar simsiyah olduğunu.
Aynaya bakmak için ne zamandan beri sandalyeye çıkmak zorunda kalmadığımı hatırlamıyorum.
Oysa o da değişmiyor gibiydi!
Zaman değişiyor, mekan değişiyor, insan değişiyor, yüzler değişiyor, insan değişiyor, sözler değişiyor, sesler değişiyor..
Hep " bambaşka bir hayat'a uyanmak istiyor insan, sanki bambaşka bir hayata uyanmıyormuş gibi!
Uzak geriye dönüp bakmadığımızdan belki...
Anıları özlüyoruz salakça. Sanki şu an bir anı olmayacak gibi.
Şimdi, şu an yanımızda olanlar, gelecekte anılara karışmayacak gibi hoyratça harcıyoruz zamanı. Oysa hızlı geçiyor zaman, biz ne olup bittiğini anlayamadan.
Derdi kendi ile olana derviş, Sevdiği ile olana mecnun diyorlar. Derdi varoluşsal olana ne dendiğini bilmiyorlar. Anlıyorum ki derdi derin o...